Reenkarnasyon nedir? İslam’da ve Kuran’da Reenkarnasyon var mı? Ruh göçü nedir?

Reenkarnasyon ya da diğer bir deyişle ruh göçü (tenâsüh), ruhun ölümsüzlüğünü ve yeni bir bedenle varlığını devam ettirdiğini kabul eden görüştür. Çok eski dönemlerden itibaren birçok farklı inanç ve kültür içinde varlığını sürdürmüş bir kabuldür. Eski Mısır, Yunan ve Roma inanç ve kültürleri ile Hint inançlarının hemen hepsinde, bazı yerli Afrika dinlerinde, Yahudilikte Kabala geleneği ve İslam’da Nusayrîlik, İsmâiliyye, Dürzîlik ve Yezîdîlik gibi heterodoks mezheplerde tenâsüh kabul edilmektedir. Günümüzde reenkarnasyon inancına sahip olduğu bilinen insanların sayısının bir milyarı aşkın olduğu bilinmektedir. Özellikle Hint dinî düşüncesinde sonsuz ölüm ve yeniden doğum döngüsünü ifade etmek için ‘samsara’ teriminin kullanıldığı görülmektedir.

Bedenen ölen insanların ruhlarının ne olduğu konusu eskiden beri merak konusu olmuştur. Çeşitli inançlarda bu ruhların tekrar bedenlenmek suretiyle hayat bulduklarına inanılmıştır. Reenkarnasyon inancına göre ruhun her defasında yeni bir bedende hayat bulmasının nedeni gelişim göstermesi içindir. Farklı yaklaşımlar olsa da reenkarnasyon düşüncesi genel olarak bu şekilde özetlenebilir.

Kur’an ayetlerine bakıldığında insanın bu dünya hayatında bir kez hayat ve ölüm tattığı, öldükten sonra ruhunun tekrar yeryüzüne gelerek bedenlenmesinin söz konusu olmadığı görülmektedir. Bunun aksini düşünen bazı dinî görüşler olmuşsa da ve bu konuda birtakım ayetler delil olarak sunulmuşsa da Kur’an’ın bütününe bakıldığında, delil olarak ileri sürülen ayetlerden doğru bir anlam çıkartılmadığı ve aksini söyleyen birçok ayetin bulunduğu bir gerçektir.

Kur’an’da geçen “Rabbimiz! Sen bizi iki kez öldürdün, iki kez de dirilttin.” ifadesinden hareketle Kur’an’da reenkarnasyon türü bir ruh göçünün olduğunu ileri sürenler olmuştur. Bu ayetteki iki kez ölüm ifadesinden hareketle ruhun bu dünyada tekrar beden bulmasının mümkün olduğu düşünülmüştür. Oysa dinî her konuda olduğu gibi bu konuda da ayetlerden anlam çıkartırken alakalı tüm ayetlerin göz önünde bulundurulması gerekir. Öte taraftan reenkarnasyon inancında iki kez hayat bulmak değil sürekli devam eden bir döngü söz konusu edilmektedir. Dolayısıyla ilgili ayette iki kez hayat bulunacağının iddia edilmesi durumunda dahi bu ayetten hareketle reenkarnasyonun olduğunun iddia edilmesi mümkün değildir.

Ayetler, insanın bu dünyada var olmadan yani canlı hale gelmeden önceki durumunu ölü ya da başka bir ifadeyle cansız olarak tanımlamaktadır. Ayetin ifadesiyle var olmadan önce herkes cansız yani ölüdür. Ayet açık bir şekilde insanın bu dünya hayatında hayat bulmadan önceki durumunu cansız yani ölü olma hali olarak tanımlamakta, hayat bulması bu dünyadaki yaşamını ifade etmekte, ölecek olması bu dünyadaki ölümüne karşılık gelmekte ve tekrar hayata kavuşması ise ahiretteki dirilişine dikkat çekmektedir. Dolayısıyla bu dünyada bir ölüm ve tekrar dirilim söz konusu değildir. Ayet tam olarak insanın bu dünyada hayat bulması, bu dünyada ölmesi, ahirette tekrar diriltilmesi ve bu şekilde Allah’a döndürülmesini ifade etmektedir. Bu yüzden olsa gerek, ayetlerde önce ölümün sonra hayatın yaratıldığına dikkat çekilmektedir.

Bir ayette “Aranızda ölümü takdir eden biziz. Sizi, benzerlerinizle değiştirmemiz ve yine sizi bilemeyeceğiniz şekilde yeniden yaratmamızda kimse bizim önümüze geçemez.” denilmektedir. Ayetteki benzerler ile değiştirme ve yeniden yaratma ifadelerini bu dünyada tekrar beden bulma olarak anlayanlar olmuştur. Oysa ayetin öncesi ve sonrasına bakıldığında bu tekrar yaratma ifadesinin ahiretteki yaratma ile alakalı olduğu görülmektedir. Dolayısıyla ayet, öncesi ve sonrası ile okunduğunda bu gerçek anlaşılabilir. Ayette insanı yaratan Allah’ın ahirette tekrar yaratmaya kudret sahibi olduğu dolayısıyla ilk yaratılıştan ibret alarak bundan şüphe duyulmaması gerektiği vurgulanmaktadır. “Sizi, benzerlerinizle değiştirmemiz” ifadesinden ise yaşayan insanların değişime uğrayarak tekrardan yeryüzüne geleceklerini anlamak mümkün değildir. Ayette dikkat çekilmek istenen şey, azgınlık yapmaları ve Allah’ın ayetlerini dikkate almamaları durumunda, mevcut insanların yok edilip yerlerine yenilerinin yaratılabileceğidir. Ayetlerde, Allah’ın dilemesi durumunda insanların yok edilebileceği ve yerlerine yeni bir halk getirilebileceği ve bunun Allah için asla zor olmayacağı söylenir.

Bununla birlikte hepsinden de önemlisi, dünya hayatındaki yaşamımızın tekrarı olmayan bir yaşam olduğunu ve ölüm gerçeği ile yüzleşildiğinde tekrar geri dönerek hataları telafi etmeye yönelik taleplerin asla kabul edilmeyeceğini hatırlatan ayetlerin varlığıdır. Öldükten sonra tekrar dünyaya dönmek mümkün olmadığı gibi hesap günü gerçeği fark ettikten sonra ne kadar pişman olunsa da tekrardan dünyaya dönmek mümkün değildir. Hesaba çekildikten ve azap ile yüz yüze gelindikten sonra da tekrardan dünyaya dönmek mümkün olmayacaktır. Ayetlerden de açıkça görüldüğü gibi öldükten sonra da ahiret için tekrar diriltildikten sonra da azap ile yüz yüze gelip ateşin başına getirildikten sonra da tekrar dünyaya dönmek gibi bir durum söz konusu değildir. Ayrıca bir ayette yalancılar için, şayet böyle bir durum mümkün olsaydı ve tekrardan dünyaya geri gönderilselerdi bile yine de kendilerine yasak edilen şeylere yönelecekleri çünkü bu kimselerin hiç şüphesiz yalancı oldukları bildirilir. Dolayısıyla öldükten sonra hiçbir türlü dünyaya dönüş söz konusu edilemeyecektir. Başka bir ayette de daha önceden ölenlerin bir daha geri dönemeyecekleri ve ancak ahirette Allah’ın huzuruna getirilecekleri ifade edilir.

Kötülere uyanların “Keşke bir kez daha (dünyaya dönmemiz) mümkün olsaydı da şimdi onların bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsaydık!” diyecekleri, Allah’ın onlara pişmanlık duydukları işleri kendilerine göstereceği ve onların asla ateşten çıkamayacakları haber verilir. İnsan için tekrar bu dünyaya dönme ve hatalarını telafi etme fırsatı yoktur çünkü ayetin ifadesiyle yaşadığı hayatın hesabını vermesi gereken insana, bu gerçeği akledebileceği kadar bir süre tanınmıştır. Bu konuda daha birçok ayet örnek olarak gösterilebilir ancak son olarak cennete giren inananların bir daha ölüm yaşamayacak olmaları yönündeki sevinç ifadeleri ile konuyu noktalamak yeterli olacaktır.

Emre Dorman