Dövme yaptırmak günah mı? Estetik ameliyatı günah mı? Dövme ve oje ibadete ve namaza engel mi?

Dövme yaptırmak dinî bir konu değil, kişisel bir tercihtir. Yapılan kalıcı dövme derinin altına işlemektedir. Bu yüzden insanın derisi zamanla değişip dökülmesine ve yerine yeni deri hücreleri gelmesine rağmen dövme vücutta kalmaya devam etmektedir. Dolayısıyla abdest almak için yıkanan uzuvların yıkanmasına engel teşkil edecek bir durum söz konusu değildir. Elimizi ya da kolumuzu yıkadığımızda ya da komple yıkandığımızda da derimizin altına su işlememektedir. Şayet öyle olsaydı yıkanarak ya da yağmur altında durarak vücudumuzun su ihtiyacını giderebilir ve ayrıca su içmemize gerek kalmayabilirdi. Bu yüzden vücuttaki dövmenin namaz abdesti ya da boy abdesti gibi durumlara engel teşkil etmesi söz konusu değildir. Dövmesi olan biri, gönül rahatlığı ile ibadet edebilir. Allah’ın hakkında ayet indirmediği ve insanların tercihine bıraktığı konuları dini bir mesele haline getirmek kabul edilebilir değildir. İnsan sağlığına zararlı olduğunun düşünülmesi durumunda da dövme yaptırmanın haram ya da günah olacağını söylemek mümkün değildir. İnsan sağlığına zararlı birçok şey vardır ki bunlar haram değildir. Zaten Kur’an’da haram olan şeyler açıklanır, ancak bu haramlar, sağlığa zararlı olma gerekçesine dayandırılmamaktadır. Rafine şeker, tuz, un, margarinler ve bunlar ile yapılan tatlı tuzlu şeyler de insan sağlığına zararlıdır ama kimse bunların haram ya da günah olduğu kanısına varmamıştır. Uzun süre hareketsiz kalmak ve yürüyüş yapmamak da insan sağlığına zararlıdır. Peki, hareketsiz kalıp yürüyüş yapmamak haram mıdır? Şüphesiz değildir. İnsan, sağlığına dikkat etmesi gerektiğini bilecektir ama buna kendi karar verecektir. Çünkü sonuçlarına katlanmak da kişinin kendisine düşecektir.

Estetik ameliyat olmak da ister gerekli bir durum isterse memnuniyetsiz olunan bir durum nedeniyle olsun hiçbir türlü haram ya da günah değildir. İnsanın memnun olmadığı yerleri ile ilgili düzeltmeler yapması, Allah’ın yaratışını beğenmeyip değiştirmeye kalkması anlamına gelmez. Bu yaklaşımdan hareketle insanın uzayan saçını, sakalını, kaşını, bıyığını, vücut tüy ve kıllarını ya da tırnaklarını da kesmemesi gerekir. İnsan kişisel bakımını hem temiz olmak hem de estetik bir görünüm kazanmak için yapar. Öte taraftan bazen yaşanan bir olay ya da geçirilen bir kaza, insanların doğal durumlarının bozulmasına neden olabilir. İnsanlar bu tür operasyonlar ile eski hallerine yani doğal durumlarına dönmek isteyebilir. Her şeyi dinin konusu kılmak doğru değildir. İnsanların kırışan yüzleri ya da buruşan derileri ile uğraşmayı bırakmak gerekir. Önemli olan insanların kendi kararları ile vücutlarına neler yaptıkları değil, inanan bir insan olarak ne tür iyilikler yaptıklarıdır.

Kadınların el ya da ayaklarına sürdükleri ojeler ya da cilalar da abdest almaya ya da ibadet etmeye engel değildir. Ojeli veya cilalı elinizin ve ayağınızın durumları, ojesiz veya cilasız hallerinden farklı değildir. Abdest almanın amacı temizlenmek ve maddi kirlerden arınmak olduğuna göre ojeliyken de bu temizlik ojeli olunmadığı haldeki gibi gerçekleşebilir. Oje, tırnağın üzerindeki ince bir tabaka gibidir. Tırnak, tırnak olmaya devam etmektedir. Dolayısıyla kadınlar pekâlâ el ve ayaklarında oje ve cila varken namaz abdesti de boy abdesti de alabilir ve ojeli el ve ayakları ile ibadetlerini gerçekleştirebilirler. Dinde yasaklanmamış şeyler ile insanların hayatlarını zorlaştırmaya ve ibadet etmelerine engel olmaya kimsenin hakkı yoktur.

Emre Dorman