Bir yetişkinin bir çocuğu cinsel gereksinimlerini karşılamak için araç olarak kullanmasına cinsel istismar denir. Aslında istismar söz konusu olduğunda genellikle ilk akla gelen bu istismar türüdür. Cinsel istismara maruz kalmış çocuklar birçok hayati tehlikeyle karşı karşıya kalabilirler; istismar olayı ölümle, sakatlanma ya da yaralanmayla sonuçlanabilir. Çocukta körlük, sağırlık ve konuşma bozuklukları meydana gelebilir. İstismar mağduru çocuklarda sosyal ilişkilerde başarısızlık, eğitim başarısında düşüklük, kaygı ve uyku bozuklukları ve intihar eğiliminde artış görülebilir.
Bir çocuğun daimi bir tedirginlik ve güvensizlik içinde olması, giyinme ve soyunmaya aşırı tepki göstermesi, sürekli kâbuslar görmesi, sonradan gelişen dürtüsellik ve saldırganlık, annebabadan ve diğer kişilerden korkması, cinselliğe ilişkin konu ve durumlara aşırı ilgi göstermesi ya da aşırı kaçınması, bedeninin kirli ya da zedelenmiş olduğuna dair sözler söylemesi, tuvalet eğitimini kazanmış olmasına rağmen yeniden altını ıslatması özellikle büyük abdestini kaçırmaya başlaması gibi durumlar bir istismar olayını düşündürecek ipuçlarıdır.
İstismar öncelikle çocuğun sağlıklı büyümesini ve gelişmesini olumsuz etkiler. Şiddet ve istismarın çocuk üzerindeki etkileri yalnızca erken dönemde görülmez, aynı zamanda çocuğun daha sonraki yaşamında da travmatik izler bırakır.
İstismarcı kişilerin öyküleri incelendiğinde, yüksek bir oranda çocukluk dönemlerinde istismara maruz kaldıkları görülmüştür. Elbette her istismara uğrayan istismarcı olmaz. Burada önemli olan böyle bir problemle karşılaşıldığında anne babanın durumu doğru yönetmesi ve yetkili kişilerden yardım almasıdır. O nedenle çocuğun yaşamış olduğu olayı önemsemek, durumu kabullenmek, ardından adli ve tıbbi kurumlarla birlikte hareket etmek büyük önem arz etmektedir.