Okuma, telaffuz etme, tilavet. “Kim Kur’anı Kerim’den bir harf kıraat ederse ona on sevap verilir…” (Hadis) Hz. Peygamber’in okuma biçimini örnek alarak Kur’anı Kerim’i harflerin çıkış yerlerine ve tecvit kurallarına uygun olarak okuma. “Kur’anı Kerim’i kıraat eden ve içerisindeki emirlere ve yasaklara uyan Müslüman narenciye gibidir; kokusu da tadı da güzeldir. Kur’anı Kerim’in içerisindekileri yaşayıp da kıraat etmeyen mümin ise hurma gibidir; tadı güzel, fakat kokusu yoktur. Kur’anı Kerim’i kıraat eden ama içerisindekileri ya şamayan münafık ise reyhan gibidir; kokusu güzel tadı acıd ır. Ne Kur’anı Kerim’i kıraat eden ne de içindekileri yaşayan inkârcı kişiler ise Ebu Cehil karpuzu gibidir. Tadı da kokusu da acıdır.” (Hadis) Namazın bir şartı olarak ayakta iken Kur’anı Kerim’den yeterli miktarda sure veya ayetler okuma. “Kur’anı Kerim’den kolayınıza geleni (namazda) kıraat ediniz. Namaz kılınız, zekât veriniz.” (Kur’anı Kerim 73/20) Hadislerin toplanma döneminde hadis toplayan ve öğrenen bir öğrenci nin, bir hadis âliminin naklettiğ i hadisleri o âlimin önünde okuması; hocasının da, varsa öğrencinin hatalarını düzeltmesi ve hadisi başkalarına nakletme konusunda ona icazet yani izin vermesi.
