Kültür
SIRR-I İLM
Arapça, ilmin sırrı demektir. Bu, ilmin hakikatidir. Zira ilim, hakikatte Hakk’ın ayn’ıdır.
SIRR-I İSTİVA
Arapça, istivâ’nın sırrı demektir. Mevlevî tâbiridir. Siyah bir şerit adıdır. Yüksek bir alâmet sayılır. Mevlana Celaleddin Rûmî’den kalmış olup, iki yollu olan külâh-ı seyfî, veya kılıcî taç yollarına takılan şeride, sırrı-ı istiva denir. Bu tacı, ancak cezbe-i Rahman ile istivâ’nın sırrına vâkıf olan yüksek mâneviyatlı zatlar giyebilir.
Sırrı kader ne demek?
Arapça, kader sırrı demektir. Allah’ın ezeldeki aynlar, ve bu aynların dış âlemde gerçekleşmeleri durumunda sahip olacakları haller hakkındaki ilmi. Bir şey hakkında, ancak Allah’ın, o şeyin, sübût durumundaki bilgisiyle hükmolunur.
SIRR-I RUBUBİYYET
Arapça, Rab’lık sırrı demektir. Bu, merbûb’a bağlıdır. Zira onda, müntesiblerde olması gereken bir nisbet vardır. Müntesiblerden biri merbub olup, ademdeki sabit aynlardan başkasında değildir. Ma’dûm (yok)’a bağlanan da yoktur (yani ma’dûm’dur). Bu yüzden Sehl b. Tüsterî, rubûbiyyet’de öyle bir sır vardır ki, ortaya çıkmış olsaydı, rubûbiyyet bâtıl olurdu. Onun yok oluşu, (butlan) üzerine bağlandığı şeydendir, … Devamını oku
SIRR-I SIRRU’R-RUBÛBİYYE
Arapça, rubûbiyyet sırrının sırrı, demektir. Rubûbiyyet sırrı, Rabb’ın, aynların suretlerinde ortaya çıkmasıdır. Aynların suretleri, zâtıyla kâim, ta’ayyünleriyle zuhur eden Rabb için, zühul yeri olması bakımından, onunla kaim, onun vücudu ile mevcutturlar.
SIRR-I TECELLİYYÂT
Arapça, tecellîlerin sırrı demektir, ilk tecellî kalbe olur, böylece bütün isimlerin arasındaki ehadiyyet-i cem müşahede edilir. Zira her isim, diğer bütün isimlerin özelliğini taşır. Yine bütün bunlar, zât-ı ehadiyyet’de birleşir. Farklılık, onun suretleri olan kevn (oluş) larda ortaya çıkan ta’ayyün (belirme)ler iledir. Böylece, her şey, her şeyde müşahede edilir.
Sırrus sır ne demek?
Arapça, sırrın sırrı, demektir. Ehadiyet hazretinde, icmâlen (özet olarak) bulunan gerçeklere ait ayrıntılı (tafsîlî) bilgi. “Gaybın anahtarları, O’nun kalındadır, onu O’ndan başkası bilmez” (En’âm/59), âyetiyle bu hususa işaret edilir.
Sİ’A-İ KALB
Arapça kalbin genişliği anlamına gelen bir ifâde. Kâmil insanın imkân ve vücûbu toplayan berzahî hakikati gerçekleştirmesi. Kâmil insanın kalbi, işte bu berzahtır. Bir kudsî hadisde şöyle buyurulur: “yerime, göğüme sığmadım, mü’min kulumun kalbine sığdım”.
Sicilmasiyye nedir?
Muhammed ibnü’l-Hase-ni’s-Sicilmasî (ö. 575/1179)’ye dayandırılan bir tasavvuf okulu.