Şuaybiyye nedir?
Ahmediyye’nin kollarından olup Şemsuddin Muhammed b. Muhammed b. Şuayb b. Ahmed Ali el-Hicazî eş-Şuaybî (ö. 1040/1630) tarafıhndan kurulmuştur.
Ahmediyye’nin kollarından olup Şemsuddin Muhammed b. Muhammed b. Şuayb b. Ahmed Ali el-Hicazî eş-Şuaybî (ö. 1040/1630) tarafıhndan kurulmuştur.
Neşeli, cilveli vs. gibi anlamları olan Farsça bir kelime, ilâhî cezbe, İlâhî tecelli.
Arapça, görmek, müşahede etmek demektir. Kaşanî şuhudu; Hakk’ı, Hak vasıtasıyla görmektir, diye tanımlar. Zıddı gaybettir. Ve bu gaybet, nefsin nazlarından uzaklaşıp görmemek anlamındadır.
Arapça, mücmelde, ayrılmış olanın görülmesi demektir. Zat-ı Ehadiyyette çokluğu görmek.
Ayrılanda, mücmeli görmek anlamında Arapça bir ifade, Mufassal (çok) da mücmel (tek)’i görme.
Arapça, içmek demektir. Kula önce zevk (tadmak), sonra şürb (içmek), en sonra da reyy (kanmak) hali gelir. Bunlar, keşif halinde doğan ruhî nazlardır. Şurb için şu açıklama da yapılır: Temiz sır ve ruhların, varidat olarak gelen kerametler ile, karşılaşması ve bununla beslenmesi. Bu tıpkı su içmeye benzer. Salik, efendisine olan yakınlık müşahadesinin nurlarından kalbe gelenle, … Devamını oku
Sahabilerden Ebu’l- Mukaddem Şureyh b. Hani b. Mazyedi’l-Harisî (ö. 87/705)’ye dayandırılan bir tasavvuf okulu.
Dağınık, şaşkın, meczub, aşık; İlâhî cezbe çokluğundan hayretler içinde kalan salik.
Sur: Özel hal. Hal; Hakk’ın kelamını veya ibretli bir sözü duyanda, veyahut sema yapan salikte ortaya çıkan durum’a denir.