Oruçlunun tahlil yaptırmasında bir sakınca yoktur. Yani hastalığını teşhis etmek ve deney yapmak için kanından numune alınması caizdir, bunda bir sakınca yoktur.
Kan bağışı yapmaya gelince, bunda alınan kanın miktarının çok olduğu açıktır. Dolayısıyla hacamat hükmünü alır ve oruçluya denir ki: Bir zaruret olmadıkça kan bağışı yapma. Zaruret olursa onda bir sakınca yoktur.
Mesela doktorlar burnu kanayan bir adam için, bu adama şimdi kan verilmezse ölür deseler ve kanını bağışlayacak oruçlu birini bulsalar ve ona şimdi bağışlaman gerekir deseler o zaman oruçlu kişinin kan bağışında bulunmasında bir sakınca yoktur. Kanı verdikten sonra orucunu bozar ve günün kalan kısmında yer, içer. Çünkü zaruretten dolayı orucunu bozmuştur. Bu, yanan ve boğulan bir kimseyi kurtarmak gibi bir zorunluluktur.